Cafe Kültür


Cervantes-Inebahtinin Tek Kollusu


Cok bahtsız bir insandır. Hayatı boyunca terkedilmiş, aldatılmış, ülkesinde kral tarafından yanlış anlaşılmış, inebahtı savaşında osmanlılara esir düşmüş, tek kolunu kaybetmiştir. Hatta lakabı da inebahtının tek kollusu olarak kalmistir. (El Manco de Lepanto) la gran sultana (Yüce Sultan/YKY) adlı tiyatro eserini de zaten bu esaret yıllarında yazmıştır. Osmanlı sarayında geçer olaylar. 


''Otuz keşiş bir araya gelseler, anırmak istemeyen bir eşeği anırtamazlar.''
''Bir kadının evet'i ile hayır'ı arasında kıl kadar fark vardır.''
''Kedi ile oynayan, tırmalanmaya hazır olmalıdır.''
''Hayatın olduğu yerde, umut da vardır.''
''Eğer bazen adalet kefesini eğmek zorunda kalırsan, bu armağanların altında değil, merhametinin ağırlığı ile olsun.''

----------------------------------------------------------------------------------------

Marco Polo Dogu Bati Yolculugu

Yil 1260, Niccolo ve Maffeo Polo isimlerinde Venedik’li iki birader isi gücü birakip seyahate cikmislar. Dere, tepe, buzul derken  Rusya’ya kadar gitmisler. Hazar Denizi yoluyla tam dönecekleri esnada, Cin’de İmparator olan Kubilay Han’in sarayindan gönderilmis özel delegelerle karsilasmislar, büyük kardes Maffeo kücük kardesine söyle bir göz ucuyla bakmis ve  İtalya’ya dönecekleri yerde kardesini de ayartip taa Cin' e oradanda kesmedi Pekin' e kadar yol almislar. Iki kardes de yol yordam bilen adamlar oldugu icin fena karsilanmamislar lakin o dönemki bati nefreti, Cin' de kendini kapitalist ve emperyalist düsünceye antipatik yaklasim olarak gösteriyormus. Ilk baslarda yabanci düsmanligi yasamis dahi olabilirler amma velakin basta da söyledigimiz gibi Polo kardesler sempatik tavirlariyla tez zamanda bütün Cinin sevgilisi olmuslar. Hatta o dönemde asiavision müzik yarismasina iki kardesin katilmasi teklif edilmis gözleri cekik olmadigi icin Cin Anayasa Mahkemesinden teklif geri dönmüstür. Biraderler bu duruma cok icerlemis, 10 yil kaldiklari ve canlari gibi sevdikleri Cin diyarindan tekrar Italya' ya geri dönmüslerdir. Döndüklerinde ne Avrupa eski Avrupaymis ne de Italya. Sanki bütün bir Avrupa tek devlet olmus hatta koskoca kita ayni dili konusmadan ayni parayi kullanir olmus. Bu duruma cok bozulan iki kafadar yanlarina kücük Marcoyu' da(bkz. resim) alarak baba, ogul ve amca yeniden Cinin yolunu tutmuslar.


Ortaçağ’ın başlarında (1252-1324) yaşamış olan dünyaca ünlü Venedikli seyyah Marco Polo, işte 1269 yılında Venedik’ten babası ve amcasıyla beraber Çin’e gitmek üzere yola çıkan 17 yaşındaki bu gençti. Orta Asya’nın sonsuz ve tehlikeli çöllerini, çıplak, gündüzleri güneşle kavrulan, geceleri buz kesen yüksek dağlarını aşarak Pekin’e ulaşmaları tam üç yıl sürdü. Oraya ulaştıklarında,büyük İmparator Kubilay Han, genç,zeki ve yaşına göre gerçekten bilgili Marko Polo ile yakından ilgilendi. Sınırları son derece geniş imparatorluğunda, onu çeşitli görevlerle Pekin’den başka yerlere de gönderdi. Marko Polo tam 17 yıl İmparator Kubilay Han’a hizmet etti. Başarılı hizmetlerinin karşılığında onurlandirildi, kendine son derece değerli hediyeler verildi.
Bu arada,en ufak ayrıntıları da ihmal etmeksizin günü gününe notlar tutuyor, halkın yaşantısını, gelenek ve töreleri, Avrupalılara yabancı, Avrupalılar tarafından henüz bilinmeyen bazı şeyleri (ipek,havai fişek,uçurtma vs.gibi) dikkatle izliyordu. Hakkında Avrupalıların hemen hemen hiç denilecek kadar az şey bildiği Doğu’yu yakından tanıdı.
Sonunda tekrar kendi memleketine döndüğü zaman kırk bir yaşındaydı, garip ve çok şey öğrendiği seyahati hakkında bir kitap yazdı .Ne yazık ki İtalyanlar onun yazdıklarının çoğuna yalan gözüyle baktılar. 1298 yılında Venedik’le Cenova arasında çıkan savaşta, Marko Polo Cenovalılar’a tutsak düştü. Cenova’da zindandayken,İl Millione-Milyon adındaki ünlü eserini yazdı. Bu eser, bir seyahatname niteliğindeydi. Avrupa halkı, Uzak Doğu hakkında sağlam temelli bilgilerini ilk kez bu eserden edindiler.
Marko Polo 1324 yılında öldüğü zaman 72 yaşındaydı. Eseri sonradan yüzlerce kez basıldı ve bütün dünya dillerine çevrildi.


-----------------------------------------------------------------------

Sürrealizm ve Salvador Dali


Ismini 6 yaşındayken menenjitten ölen erkek kardeşinden almıstır. Kardeşinin ölümünden 3 yıl sonra dogan ressam kardeşine bir ikiz kadar benzediğinden adını Salvador koymuslar.Bu olay ressamın kendisini tüm hayatı boyunca kardesinin hayaleti olarak hissetmesine neden olmus ve kendi benligini kazanabilmek; ailesinin dikkatini cekebilmek icin cocuk yasta yaptığı histeri krizleri, teatral hareketler onun icin alısılagelmis seyler olmustur. 


"Doğar doğmaz tapınılan bir ölünün ayak izlerinden yürümeye başladım. Beni severken hala onu seviyorlardı aslında. Belki de benden çok onu.. Babamın sevgisinin bu sınırları yaşamımın ilk günlerinde itibaren çok büyük bir yara oldu benim için."












--------------------------------------------------------------------------------



Johann Sebastian Bach


Kompozisyon bölümünde okuyup da ona asik olmayan yoktur heralde....Söyle ki; bir gun Amerika'da bütün iyi bilim adamlari ve iyi muzisyenler toplanırlar ve müzigin kurallarını bulmak icin ugrasirlar. Sonunda bilimsel ve müziksel olarak ortaya 100 kural çıkarırlar. Bethoven bundan 80, Mozart 85 civarı bir sey alır; ama asıl sasırtıcı olan Bach'ın sonucudur.Sonuc 99 cıkmıstır. Bu kuralları kullanarak herkes beste yapabilir ama buna müzik demek biraz guc olur. Bach hem o kurallara uymus hem de herkesi derinden etkileyen besteler yapmıştır. Ayrıca zamanında kulaksız olarak nitelendirilip bestelerini duvarının icine saklar, ondan sonra evine tasınan insan sayesinde de bu saheserler ortaya cıkarılırmis. Yanı "Öldükten sonra ünlü olur" ya da buna sonsuz yasam da denebilir; cünkü bence o hala yasıyor!!