Gezi Notlari- Strasbourg

Birkac gün önce kücük bir Strasbourg gezisi icin yollara düstük..Bir dönem Fransa' nin olmus sonra Almanya'ya gecmis en sonunda kendi basina kalmaya karar vermis ancak Fransa etkisi agir basan bir kent Strasbourg. Tren garinda basliyor Strasbourg tarihi sanki. Her ayrintiyi, her güzelligi muhafaza etmisler. Yalniz yasadiklari dönemi degil kendilerinden sonra gelecekleri de düsünmüsler Strasbourglular. Kücük sokaklari, yüzyillik evleri, tarihi dokusuyla Avrupanin tipik baskentlerinden biri. Bir de su bisiklet kiralama sistemleri, sabirla bekliyoruz Türkiye' de ne zaman yayginlasacak diye.



Ancak son dönemde Avrupa insaninda dikkatimi ceken bir özellik burada da karsiladi bizi. Insanlarda Avrupa birligine, Euro' ya, iflas etmis ya da iflasin esigindeki ülkelere müthis bir öfke var. Bir hediyelik esya dükkaninin yasli sahibi bayan, "bizler burada emekli olmak icin 65 yasina kadar beklerken 45 yasinda emekli olan ülke insanlarini da kurtarmakla sorumluyuz." diye sikayet ediyor. Baska bir yerde orta yasli bir adam Euro' dan sikayet ediyor. " Ne gerek vardi ki, biz kendi para birimimizle mutluyduk" diyor. Bir zamanlar tüm sohbetlerin sonu Türkiye' nin Avrupa Birligi üyeligine cikarken artik yeni günah kecileri Yunanistan, Italya, Ispanya olmus. Konusmalar, öfkeler, sikayetler böyle sürüp gidiyor. Bir tarafta; düzen, temizlik, disiplin diger tarafta öfke, umutsuzluk ve yorgunluk. Yolumuza devam ediyoruz, hedef Avrupa Insan Haklari Mahkemesi ama aklimiz coktan anlatilanlarda kalmis. Hedefimize ulastigimizda sanki koskoca Mahkeme binasida yorgun, icinde bulundugu sehir gibi. Tasiyamiyor artik Avrupa' nin yükünü tipki Avrupa insani gibi..

Selam verip, gecip gidiyoruz..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder